Tarih ve arkeoloji temalı roman, yazar Saim Turan’ın yedi yıllık çalışmasının ürünü olarak raflardaki yerini aldı. İki bölümden oluşan Son Günah, adeta arkeolojik kazının içinden fırlayan tarihin bir romanı. 
Sürükleyici olaylar zinciriyle ustaca kurgulanan Son Günah soluksuz okunan bir macera romanı. İki yüzyıl öncenin İstanbul’u ve Mezopotamya’sında geçen olaylar, yakın tarihte yaşananların adeta bir izdüşümü oluyor. 
Birinci bölümde, İngiltere'de bir ailenin yemek sofrasında başlayan hikâye İstanbul'a uzanıyor. İstanbul'dan kayıp kent Ninova'ya, oradan ise Göbeklitepe'de zirveye çıkıyor. Kil tabletlerin peşine düşen Layard, arkeolog maskesiyle gizlediği görevinde kendisini İngiliz ve Fransa’nın istihbarat savaşının ortasında bulur. Ancak Mezopotamya’nın yer üstünde olduğu kadar yer altındaki kadim tarihi olayların farklı seyretmesine neden olur.
İkinci bölümde ise Başkan ve ekibi Barnabas İncili’nin peşine düşer. Barnabas İncili’ni gören herkes ölmüştür. Bu bir kara büyü müdür? Vatikan başta olmak üzere Türkiye’deki derin kuvvetler Başkan ve ekibinin kâbusu olurlar. Barnabas İncili’nin peşinde maceralı bir yolculuğa çıkan Başkan ve ekibi, Tarsus'taki gizemli kazıdan sonra soluğu Ayasofya'da alır. 
Oldukça çarpıcı sonu olan bu gizemli roman, sırlar dünyasından yeryüzüne fırlatılan efsunlu bir sanduka. Her sır yeni bir düğüm, her düğümde yeniden dağıtılan kartlar, ta ki Son Günah işlenene kadar…